AFGANİSTAN'DA NE ARIYOR TSK

22 Mart 2012, Perşembe 15:17

     

Sabah yine ölüm haberleriyle başladık güne. “Afganistan’da NATO bünyesinde görev yapan 12 Türk askeri şehit düştü” Haberi böyle verdi bu sabah televizyonlar, gazeteler, radyolar. Televizyonlara çıkıp riyakârca çok üzgün olduklarını söyleyenlere çok basit iki sorumuz var; Samimiyetiniz sizin olsun, bize hakikati ifade edin lütfen. Bir devletlûmuz çıksın da hakkın ve hakikatin hatırı için anlatsın bu gözü yaşlı millete. Kim gönderdi askerimizi Hindi kuşlara, niçin gönderdiler, görev tanımları nedir? Oradaki kardeşlerimizin bizden böyle bir talebi mi olmuştur. O askerleri emperyalistlere hizmetçilik etmek üzere oraya gönderenler, bu kararları alanlar kim? Bu sorulara verilecek cevaplar bu ölümlerin sorumlularını da gösteriyor. Bunun dışında ne söylenirse söylensin anlamı yok! Ceset sigortacılığı Bir hafta önce yanan işçilere ne demeli? Garibanlar memleketlerinden kalkıp ekmek davası uğruna gelmişler. Taşeronların yüksek kar oranlı vicdanlarına teslim etmişler rızık telaşlarını. Adı üstünde taşeron, yani kraldan fazla kralcı, yeteneksiz ve kifayetsiz muhterisler. Patronlarından üç kuruş fazla sızdırabilmek için işçinin hakkına ket vuran aç insanlar. Şark kurnazlığı, köylü üçkâğıtçılığı denir bunun böylesine. Yazık oldu, yanarak öldüler. Alçak karaktersiz yaratıklar utanmadan gittiler yanmış cesetleri sigortaladılar. Yak ve sigortala. İşte formül bu; önce yak sonra sigortala, işte kapitalist vicdan. Sonrası da bir garabet. Maddeci dünya görüşünün sebep olduğu arızilerin ceset seviciliği. Savunduğunuz çarpık dünya görüşü uğruna ölen onbinlerce insanı görme, oniki işçinin yanmış vücutlarını yanlış dünya görüşü için bayraklaştır, pes doğrusu. Oysa adaleti aramak hakka tapanların işidir. Duruşunda hakka tabi olmayanların hakikat arayışlarının bir anlamı var mı? Dün ekmek peşinde yanarak ölen eşi için yoksulluğa ağlayan bir anne, bugün ise ABD emrine gönderilip bir hiç uğruna ölen askerlerin ardından ağlayanlar. Ağlayanlar analar, maalesef gerisi yalan ağlıyor. Bunların hepsinin doğrudan sorumlusuna sormalıyız, neler oluyor bu ülkeye ve insanına. Yaşamak için bile bunlara karşı mücadele etmekten başka yol yok.


.



.  
Son Eklenen Haberler