ACI AMA GERÇEK

13 Eylül 2011, Salı 12:21

     

Gümüşhaneli olmak avantaj mı?

Bakan yardımcılığı konusunda bir çok isim ve bu konuda bir çok dedikodu üretildi. Bu dedikoduların arasında ilgimi çeken garip bir şey vardı. Üretilen isimlerin arasında bir tane bile Afyonlu yoktu.

Hiçbir Afyonlu' nun isminin geçmemesi beni endişelere sürükledi, koskoca bakanlığı, Afyonlu yapabiliyor daaa, Bakanlığının yardımcılığını neden bir Afyonlu yapamıyor.. Veya neden bir Afyonlu'nun ismi de bu makama layık görülmüyor? Tüm bunlar bakanlık kulislerinde azınlıkta veya söz sahibi olmadığımızın göstergesiydi. Bu yazımdan dolayı hiç kimse alınıp gücenmesin, 3-5 tane Afyonlu danışmanımız var ama genel yeküne vurduğumuzda bir tane Cihan Pektaş'ımız yok. Üstelik Bakanlık kadrolarında ve bakanlığa bağlı birimlerde Gümüşhaneli sayısı bir hayli artmışken, Sayın Cihan Pektaş birazda Afyonkarahisar teşkilatlarına kulak verse çok iyi olacak, bunların araştırmasına girmedim ama şunu çok iyi biliyorum ki, bir çok proje veya istek bakanın önüne gitmeden Cihan Pektaş ta takılıyor, kardeşim belki haklıdır belki değildir bilemem. Bildiğim bir şey var oda Afyonkarahisar'da ki teşkilat yapısının artık sabrının kalmadığını ve bakanımızla birebir muhatap olmak istedikleridir. Bu yazıyı okuyanlar benim Cihan Pektaş'a kızdığımı veya bir işimin görülmediğini düşünebilirler, fakat kimse öyle düşünmesin, bakanlıktaki herkese sorabilirsiniz bakanlık mensuplarından şahsımla veya gazetemle ilgili hiçbir talebim olmamıştır. Üstelik Cihan Pektaş kardeşimizi de severim, yıllardır bakanımıza ve Afyon'umuza hizmeti dokunmuştur. Sekretaryada olmasına rağmen, Çalışkan ve koordinatör özelliklere sahiptir. Bürokrasiye ve siyasete hakimdir, hatta o kadar çok hakimdir ki, gelecek seçimlerde kimin milletvekili, kimin il başkanı olacağı konusunda dahi, ilim irfan sahibi bir kardeşimizdir. Teşkilat yapısını ve genel merkezi iyi bilir, kimin sözü kime geçer, kimin sözü geçmez, kim neden hoşlanır, kim neden hoşlanmaz bunları hep bilir. Bildiğinden dolayıdır ki pek çok olayda onun ismi öne çıkar. Bunlar Cihan kardeşimizin güzel özellikleridir. Yukarda Allah var ben kötü tek bir şeyine rastlamadım. Gümüşhane'ye yaptırdığı hizmet ve atamalara, kadrolaşmalara gelince de gıpta ile bakmaktayım, ben olsaydım da aynı şeyi yapardım, şimdi Gümüşhane'ye hizmet ettiriyor diye adamı yargılayamayız değil mi! orası da vatanın bir toprağı. Üstelik biz Afyonlular olarak sıkıntılarımızı dile getiremiyorsak, hiç yakınmayacağız, atı alan Üsküdar'ı geçecek, teşkilat başkanları hep hayıflanıyor, Ya bakanı şu konuda ziyaret edecektik randevu almadık diye. Peki bunu Bakana ilettiniz mi diye sorduğumuzda ise kimseden tıık yok.. Sebep sekretaryadan korkuyorlarmış… Garip, garip olduğu kadar siyasi yapılanmaya da ters. Teşkilatlar, belde ve belediye başkanları bakanlıktan randevu alamadığından şikayetçi, gerçekten çok garip, randevu verilmemesine sebep bakan nasılsa Afyonkarahisar'a geliyormuş, nasılsa teşkilatları ve istekleri birebir alıyormuş. Yok kardeşim yok, bu kural bakanın kuralı olmadığını biliyorum, benim bakanım kapısına kim giderse gitsin geri çevirmez, hem de kendi davasından, kendi insanından birilerini hayatta geri çevirmez. Üstelik bizim insanımızın yapısını bilir, bizim insanımız dinlenmek ister, hele kendisini dinleyen birde bakanın kendiyse deyme keyfine, isterse o iş görülmesin. Bakan onu dinlemiştir, bakanın bir bardak çayını içmiştir, garibin istediği ilgi ve alakadır, belki bu kanunu koyan sekreter ya, bunu ucuz siyaset gibi görebilir. Ammaaa.. Bu ucuz siyaset hala geçerlidir. İşte bu yüzden diyorum ki, Bakanın yükünün hafifletilmesi için Afyonlu olan akademisyenlerin, doktorlarını mühendislerin, bilim adamlarının, siyaset bilimcilerin listeleri tek tek çıkarılmalı ve vasıfları uygun olanların atamaları tayinleri yapılmalıdır hem de zaman kaybetmeden. Peki bu yazıyı ben niye yazdım, Afyonlu olarak bürokraside yeterince yer alıp kadrolaşamadığımızdan yazdım, her şeyi Cihan kardeşten veya bakanımızdan beklemek haksızlık olsa gerek, bence afyonluların bir envanteri çıkarılmalı, Hedef 2023 programında nasıl yaşanabilir kentler projelendiriliyorsa, kadrolaşmalarda projelendirilmeli, tüm dairelerde tüm, bakanlıklarda Afyon kadrolaşmasına hız verilmelidir. Son nokta olarak diyorum ki. Nasıl ki Gümüşhaneli kadrolaşmalar yapılıyorsa Afyonkarahisarlı kadrolaşmalarda pek ala yapılabilir KARA MEHMET YOK ARTIK .. İnsan olmakla, gazeteci olmak arasındaki ince çizgide, en çok darbeyi gazeteci alır, toplum gözünde güçlü, bilgili ve güvenilir olabilmek için her zaman dirayetli ve aklı selim olmak zorunda kalan gazeteci, iç dünyasındaki fırtınaları dışarıya yansıtmamak zorundadır. İki ay evvel aile büyüklerimizden Tahirler sülalesinden Kılınç Efe lakaplı, Halil kahramanı kaybetmiştik, aradan 2 ay gibi kısa bir süre geçmesine rağmen gene Tahirler sülalesinden muhasebeci Kara Mehmet lakaplı, Mehmet Kahraman'ı kaybettik. Allah eşten dosttan sağ olsun, kalabalık bir cenaze töreninden sonra toprağa verdiğimiz Mehmet dayımın, Tahir ve Gülçin isimli iki evladı vardı, ikisi de hayatlarını ilçe dışında sürdürmekteydi. Kara Mehmet son derece duyarlı, insancıl, sevgi dolu bir insan olarak temiz bir isim bıraktı. Onu sevenler arasında Her türden düşünceye sahip insanlar vardı. Ev ve ofisi arasında gidip gelirken selamsız geçtiği vaki olmamıştır. Kendini eğlendirmek için kurduğu küçük dünyada herkese yer vardı, kitap okumak ve balık tutmak onun en büyük ilgi alanındaydı, ailesine ve dostlarına bağlılığı ve sözüne güvenilirliği ile tanınır, küçük kusuru olan şuruplara merakına da toplumca hoş bakılırdı. Meymenetsiz sokağın müdavimleri onu iyi tanır ve onun dostluğuna sahip çıkarlardı. Ondan etrafa dağılan sevgi zincirinin tek bir halkası bile boşa gitmezdi, ailede en çok sevdikleri arasında evlatları kadar kayınbiraderi Gamberlerin Mehmet 'i namı değer Gevur imamı çok sever ve tutardı, enişte kayınbirader ilişkisinden çok aralarında farklı bir dostluk farklı bir güven, ilişkisi vardı, bakışlarıyla anlaşırlar, kendilerine ait mors alfabesiyle haberleşirlerdi. Allah var benim dayım olmasına rağmen gıbta ile bakar azıcıkta kıskanırdım. Çünkü Sevgili dayım Kara Mehmet'i bende severdim.. Kara Mehmet'i sevenler cenaze merasimi olduğu gün bir tarih sayfası kapandı onu iyi yaz demişlerdi. Vallahi onu yazmak için ansiklopedi lazım ama onun yerine bir tarih sayfasının kapandığını kabul etmek lazım. Gelelim iş ortağı İsmail YILDIZ kardeşime, baştan sona kadar kara Mehmet'in Bayrağını dimdik dalgalandırdı. Allah ondan Razı olsun, açlık ve yokluklarını dışarıya hissettirmeden, yaralarını birlikte sardılar, varlıklarını tüm dostlarla paylaştılar. İsmail Yıldız kapısına adam getirmedi, bacasına yan baktırtmadı, ne güzel bir dostluk ve paylaşım yaşadılar, bayramlarda dostum İsmail 'in evlatlar 'dede' diye kapıya vurduklarında kara Mehmet'in yüzünde güller açar, torunlarım diye bağrına basardı. İsmail kardeşim maddi ve manevi anlamda her türlü vazifesini karşılık beklemeden eksiksiz yerine getirdi, ne mutlu ona… Galiba Atilla Kahraman omuzlarına binen yükün farkına vardı, gelen konuklarla ev sahibi olarak tek tek ilgilendi, zaten onun simetri hastalığı vardır, düzensiz ve pis bir yer görsün hemen müdahale eder, eline süpürgeyi veya toz bezini alır, tüm toz ve çöplerle savaşırdı. Kara Mehmet'e oda vazifesini eksiksiz yapanlar arasındaydı, kurulan sofralardan tutun, kapı eşiğindeki ayakkabılara kadar düzenledi ve koşturdu. Torunlar yeğenler hep oradaydı, hani derler ya kızanı kadını hepsi oradaydı diye, kara Mehmet'te son vazifesini yaptı ve aynı ocakta tüm dost ve yakınlarını toplamayı başardı. Kara Mehmet'in bize yaptığı son şaka hepimizi aynı ocakta birleştirdi, toprağın bol makamın cennet olsun sevgili dayım...


.



.  
Son Eklenen Haberler