BİR BALDIRI ÇIPLAKIN YAPTIKLARI

19 Nisan 2012, Perşembe 14:16

     

(Gülüşmeler) (Alkışlar) Okuma yazma oranı çok düşükken bazı şeyleri kuklalarla anlatırdık. Kuklalar bizim iletişim araçlarımızdı. Jokhim CHacha adında 300 yıllık bir kuklamız var. Kendisi benim psikoanalistim ve öğretmenim. Doktorum ve avukatım. Bağışçım. Aslında bağış toplar ve anlaşmazlıklarımı çözer. Köyümdeki sorunlara çözüm bulur. Köyde bir gerginlik varsa,okula devam azaldıysa, öğretmenle veli arasında bir sürtüşme yaşandıysa kukla tüm köyün gözü önünde öğretmeni ve veliyi yanına çağırır ve şöyle der: "Tokalaşın. Okula devam düşmemeli." Bu kuklalar Dünya Bankası raporlarının geri dönüşüm ürünlerinden yapıldı. (Gülüşmeler) (Alkışlar) Güneş enerjisiyle çalışan köylerin bu yerelleştirilmiş ve açıklığa kavuşturulmuş yaklaşımlarını bu eğitimli insanlar sayesinde Ladakh'tan Bhutan'a tüm Hindistan'a yaydık.Ladakh'a gittiğimizde hava -40 dereceydi altına gireceğiniz bir çatı bulmalıydınız çünkü her yer kar kaplıydı. Oradaki bir kadına şunu sorduk: Güneş enerjisinden elde edilen elektrikten nasıl faydalandınız? Kadın bir dakika düşündükten sonra yanıt verdi: "İlk defa kışın kocamın yüzünü görebiliyorum." (Gülüşmeler) Afganistan'a giderken, Hindistan'dan aldığımız bir ders vardı: Erkekler eğitilemezdi.(Gülüşmeler) Erkekler huzursuz, hırslı dürtüsel olarak değişkendirler ve tüm istedikleri bir diplomadır. (Gülüşmeler) Dünyanın her yerinde aynı eğilim vardır, erkekler diploma isterler. Neden? Çünkü onlar köyü terkederek şehirde çalışmak isterler. Harika bir çözüm yolu geliştirdik: Büyükanneleri eğitmek. Bugün dünyada en iyi iletişim yolu nedir?Televizyon? Hayır. Telgraf? Hayır. Telefon? Hayır. Bir kadına anlatın. (Gülüşmeler) (Alkışlar) Afganistan'a ilk kez gittiğimizde üç kadın seçtik ve onları Hindistan'a götürmek istediğimizi söyledik. "İmkansız" dediler. "Evlerinden bile çıkamıyorlar ve siz onları Hindistan'a mı götürmek istiyorsunuz?" "Bir ayrıcalık tanıyarak onlarla birlikte kocalarını da götüreceğim." dedim. Kocalarını da onlarla birlikte götürdüm. Elbette kadınlar erkeklerden çok daha zekiydi. Bu kadınları altı ay içinde nasıl değiştirebilirdik? İşaret dili. Yazıyla anlaşamazsınız.Aynı dili konuşamazsınız. Ama işaret diliyle anlaşabilirsiniz. Ve altı ay içinde birer güneş enerjisi mühendisi olabilirler. Kendi köylerine geri döndüklerinde bu sistemi kurabilirler. Geri dönen kadınlar gittikleri ilk köyde bir atölye çalışması düzenlediler. Afganistan'da enerji ihtiyacını güneşten karşılayan ilk köy bu üç kadın sayesinde bunu başardı. Bu kadınsıradışı bir büyükanne. 55 yaşında ve kendisi Afganistan'da 200 evi güneş enerjisiyle çalışır hale getirdi. Kurduğu sistemler çökmedi. Afganistan'da bir mühendislik firmasına gidip firmanın müdürüne AC ve DC akımlar arasındaki farkı anlattı. Adam bunu bilmiyordu.Bu üç kadın 27 başka kadını eğitti ve Afganistan'da güneş enerjisiyle çalışan köy sayısı 100'e çıktı. Afrika'ya gidip aynı şeyi yaptık. Bir masada oturan sekiz dokuz farklı ülkeden kadınlarbirbirleriyle konuşuyor ancak söylediklerinden tek kelime bile anlamıyorlardı, çünkü hepsi farklı diller konuşuyorlardı. Ama beden dilleri mükemmeldi. Birbirleriyle anlaşabiliyor ve bu sayede güneş enerjisi mühendisi haline geliyorlardı. Sierra Leone'ye gittiğimdegecenin köründe köye gelen bir bakan olduğunu duydum. Köye girdiğinde "Nasıl oldu u iş?" demiş. Onlar da "Bu iki büyükanne..." diye anlatmaya başlamışlar. "Büyükanne mi?" Bakan olanlara inanamamış. "Nereye gittiler?" "Hindistan'a gittiler ve geri döndüler."Doğruca başbakana gidip "Sierra Leone'de güneş enerjisiyle elektrik üreten bir köy olduğunu biliyor muydun?" demiş. Başkan "Hayır" demiş ve kabinenin yarısı ertesi gün bu büyükanneleri görmeye gitmiş. "Nasıl oldu bu iş?" Daha sonra beni davet edip "Bana 150 büyükanne eğitebilir misin?" dedi. "Hayır Başkan, yapamam" dedim. "Ama onlar yapabilirler, eğittiğim büyükanneler yapabilirler." Başkan Sierra Leon'daki ilk Yalınayak eğitim merkezini kurdu. Burada 150 büyükanne eğitim aldı. Gambiya: Gambiya'ya bir büyükanne seçmeye gittik. Köye vardığımda hangi büyükanneyiseçmem gerektiğini biliyordum. Halk bana birilerini göstererek "Bu iki kadını al" dedi. Ben "Hayır" dedim. "Şu kadını almak istiyorum." "Neden?" dediler. O dil bilmiyor ve onu tanımıyorsun. Onlara "Beden dilini sevdim, konuşma tarzını beğendim" dedim. "Kocası aksi biridir, göndermesi zor" dediler. Kocasını çağırdım, geldi, kasıntı, politik, eli kolu oynayan biriydi. "Mümkün değil" dedi. "Neden?" "Ne kadar güzel olduğuna bak, olmaz""Evet, gerçekten çok güzel" dedim. "Ya Hindisyanlı bir adamla kaçarsa?" En büyük kokusu buydu. Ona "Mutlu olacak ve seni telefonla arayacak" dedim. Bir büyükanne olarak gitti ama bir kaplan gibi geri döndü. Uçaktan indi ve deneyimli biriymişcesine basınla konuştu.Ulusal basını etkiledi ve bir yıldız oldu. Altı ay sonra geri döndüğümde "Kocan nerede?" dedim. "Bilmem, bir yerlerdedir. Hiç önemli değil" dedi. (Gülüşmeler) Başarı öyküsü. (Gülüşmeler) (Alkışlar) Şunu söyleyerek bitirmek istiyorum: Çözümleri dışınızda aramayın, içinizde arayın. Ve daha önce bu sorunları çözmüş insanları dinleyin. Onlar dünyanın her yerindeler.Üzülmeyin. Dünya Bankası'nı değil sahadaki insanları dinleyin. Dünyadaki tüm çözümler onların ellerinde. Mahatma Gandhi'nin bir sözüyle bitiriyorum: "Önce sizi umursamazlar, sonra size gülerler,sonra savaş açarlar, sonra siz kazanırsınız." Teşekkürler. (Alkışlar) GEÇEN HAFTANIN DEVAMI


.



 
Son Eklenen Haberler