İLÇEMİZDE DEĞİŞİMLER DEVAM EDİYOR

28 Aralık 2011, Çarşamba 16:36

     

İlimiz ve ilçemizde gözle görülür değişim devam etmekte, okullar ve yurtlar eğitim faaliyetlerini aksatmadan yürütmekte, eğitim kalitemiz hızlı bir artış göstermektedir. ********************************** Üniversitenin 4 yıllık fakültesi açılması ve Yurt-kur tarafından yapılacak olan yurdun faaliyete geçmesi, hayallerimizi hala korumaya ve bu konudaki ümidimizi yitirmemeye çalışmakla birlikte, çok iyimser bir tablonun olmadığı gerçeğini kabullenmek üzereyim. Maalesef ki bu konuda Üniversite yönetimi kesin tavrını koymuş ve Bakanımızı da ikna ederek 2 yıllık yeni meslek yüksek okulu bölümleri açılmasını karar bağlamışlar. YÖK ise 2 yılık meslek yüksek okullarının kaldırılması veya yeni düzenleme yapılarak, yeni açılacak bölümlerin kampus alanında toplanmasıyla alakalı çalışmalara hız vermiştir. Yeni bölüm açılması için her bölüme 3 akademisyen kadrosu gerekmektedir, yani anlayacağımız ipe un sermeye devam edilecek… Biz treni kaçırmak üzereyiz, elimizde son vagon kaldı, sonra pişman olmayalım, bu konuda elimizden gelen kamuoyu desteğini oluşturalım ve zemin hazırlayalım. Israrcı olalım, olmazsa olmazlar arasına sokalım, gündemden hiç düşürmeyelim. ********************** Organize sanayi bölgesinin ilgi odağı haline gelebilmesi ve ilçemiz istihdamının artması için, Afyonkarahisar dan başlayarak, Isparta ve Burdur üzerinden gidecek olan Antalya yolunun Şuhut organize sanayi bölgesinin önünden geçerek, Karadilli ve Dinar arasındaki yolun çift yol olarak karayolları haritasına alınması için gerekli çalışmaların devam etmesini sağlamalıyız. Şu an araçlarında navigasyon veya adres gösteren yol bilgisayarı olanlar bilir, navigasyonlarda ve yol bilgisayarlarında Afyonkarahisar Şuhut Arası bilinmeyen yol olarak gösterir, yani isimsiz yol. O zaman bu isimsiz yolun, Afyonkarahisar, Antalya olarak değiştirilebilmesi için gerekli çalışmalar yapılmalıyız, otoban istemiyor, çift yol istiyoruz hepsi bu… Kemiğin kahve veya köprü başı ne meşhur yermişin sen böyle.. Geçtiğimiz hafta Adalet ve kalkınma partisinin kongresi ve kongre sonrası gelişmeleri ele almıştım, her ne hikmetse bazı arkadaşlarımın çok yoğun tepkisine maruz kaldım, ne olduysa aynı aileden ve aynı davanın parçası olan arkadaşım, her nedense yeni yönetimi ve yeni yönetimin çalışmalarını bir türlü kabullenmek istememekle birlikte serzenişine de devam etmiştir. Belki bir şeyler değişmiştir düşüncesiyle Pazar günü kendisinden gelen keşkek davetine koşarak gittik, kemiğin kahvahane de çömlek açılmış, hoş sohbet ve kahvaltı başlamıştı. Faruk Kasalak kardeşim ev sahibi konumunda masanın göbeğine oturmuş, etrafa neşe ve muhabbetle takılmaya devam etmekteydi, elbette bende şakalardan nasibimi almıştım, zannettim ki keşkeği ve tatlıyı Faruk kardeş yaptırmıştı, meğer keşkek Osman Gülmez abim tarafından yapılmış, tatlıda Halit Gelmiş kardeşimiz tarafından hazırlanmıştı, aklım karıştı birden, meğer bizim Faruk kardeş, Yörük sırtından kurban kesmiş, bir dahaki keşkek ve tatlı ondanmış, her halde 1-2 haftadan diğer keşkek ve tatlının müjdesi gelir. Her zamanki gibi Osman Dönmez abimiz maharetini konuşturmuş, çömlek şovunu tamamlamıştı, arkasından gelen jenerasyonlardan Halit kardeşimizde bu işin tatlısını kıvama getirmiş, ortalık bir güzel sohbet huzurunu bulmuştu. Kahvatlı sonrasında namaz vazifesini ifa etmeye giden dostlarımız, namaz sonrasındaki geleneksel alışkanlıklarına devam etmişler ve dedikodu yerine bir masa etrafında kara kök hesabı yapmaya başlamışlardı. Her şey buraya kadar çok güzeldi, namı değer Eşşekcilerin İsmail kahveye gelinceye kadar, biz keşkeğimizi ve tatlımızı yediğimiz için halimizden çok memnun, iadeyi itibar gördüğümüzden de bir o kadarda keyifliydik, lakin İsmail kardeş hepimizin havasını aldı, o ne ilgi, o ne özendi, Allah’ım hala kıskançlığım devam ediyor. İsmail arabacı kardeşimize bir bütün kaymak çıktı, ekmek tatlısını üstüne boca edildi ve bir Osman Dönmez abimiz tarafından da servis edildi. Vallahi kıskandık, bu ne muhabbet Allah bozmasın dedik. Ama yazacağıma da söz verdim, bu arada keşkeğin en kemikli tarafı kahvehane sahibi Mustafa tarafından şahsıma ayrılmış ve ‘KEMİK İYİDİR yeee..’ diyerek anlamlı anlamlı gülmeye başlamıştı. kemik iyimi kötümü bilmem ama, bu kahvehanedeki dostluk ve samimiyet duygularını ayakta tutanlardan Allah razı olsun. Kahvehaneler sadece oyun haneler olmadığı ve değişik faaliyetlerde de bulunulabileceğinin güzel bir örneği oluyor. Ebetteki şef Fahrettin, Demirci Cengiz Çatyol abimiz, Bızıkçıların Ayhan abimiz her zamanki gibi ağır abi olarak takılmakta ve karekök hesabını tutturmaya devam etmekteler, Hıdırın Ali Abi ise köprü trafiğini çok iyi idare etmekte, siyasi hata yapacaklara ve kaza yapabilecekleri uyarmakta, çakıla taşa takılanlara nasihatta bulunmaya ve hayal perest olmaması için gençlere nasihat etmeye, sahip çıkmaya devam etmekte idi. Elbette bu nasihatlerden almasını ve sebeplenmesini bilenlere söylemekte idi. Kasalak kardeşimizin keşkek ve tatlısının ikram donanımını bir başka baharda yazacağız, ebetteki aynı lezzet ve aynı sohbeti orada da yaşayıp sayımızı artıracağız. Hoşcakalın ve dostcakalın.


.



.  
Son Eklenen Haberler